9 Temmuz 2015 Perşembe

Floransa -Gün Gün

Floransa 1.Gün

Sabah hızlı trenimizle konforlu bir yolculuktan sonra Floransa’ya ulaşıyoruz. Gezinin bu kısmında 1 tam günü Floransa olarak diğer tam günü de Pisa ve Siena olarak planlamıştık. Ama pratikte yaşanan aksaklıklar ve Floransa’nın beklediğimden daha büyük ve gezilecek çok yer olmasından ötürü planımızı aksadı. Merkeze yakın Hostelimizi bulup kahvaltımızı yapıyoruz.

Öncelikle Floransa, Medici ailesinin şehri demek yanlış olmaz. Rönesans’ın başkenti bu şehirde her yerde Medici ailesinin etkisini ve izlerini görüyorsunuz. Floransa’da keşfimize San Lorenzo Bazilikası ile başlıyoruz. İçerisinde yer alan kütüphane ve müzeyi geziyoruz. Laurentian Kütüphanesi bu yapıda en dikkat çekici bölüm olarak ilgimizi çekiyor. Zaten eseri yapan da Michelangelo. Çıkıp dar sokaklardan geçtiğimizde gözümüze tüm görkemi ile  Santa Maria del Fiore yani Floransa’nın meşhur katedrali çarpıyor. Meydandaki kalabalıkla beraber sıraya girip içeri adım atıyoruz ancak dışarıdan bakıldığındaki etki kadar içerinin atmosferi aynı etkiyi bende uyandırmadı. Roma’daki bazilikalardan sonra içerisi sönük kaldı. Duomo meydanı kalabalık ve gittikçe artan sıcakla beraber yorucu olmaya başlıyor. Aldığımız biletlerle Giotti çan kulesine çıkıyoruz. Mutlaka en tepesine kadar azimle çıkılmalı. Manzara 360 derece ve çok etkileyici. Ara katlarda açık havada dinlenebilirsiniz. Öğlen yemeği için bir sandviç atıştırıyoruz. İstikamet Signoria Meydanı ve galeriler.
Piazza Della Signoria, Duomadan daha güneşli ve daha kalabalık. Meydandan geçerken heykelleri hayranlıkla izliyoruz ve özellikle de herkese açık olan galeri Loggia Dei Lanzi çok ilgimize çekse de önceliğimiz Uffizi Galerisi ve burada da bir kuyruk gözümüze çarpıyor.
Gerçekten çok etkileyici ve değerli tablolar, heykeller bu müzede sergileniyor. Güzel sanatlar, sanat tarihi okuyan her öğrencinin ve ilgi duyan bireylerin Floransa’yı mutlaka ziyaret etmesi ve geldiklerinde de bu müzelere uğraması gerekiyor. Uffizi galerisinde birbirimizi kaybettiğimizden ötürü epey zaman kaybediyoruz ve Floransa’yı bir günde gezme planımız ilk olarak burada aksıyor.
Vecchio sarayının içine girmek ve kulelerine çıkmaktan ise dışarıdan mimari izlemek bize yetiyor ve Ponte Vecchio köprüsüne adımlıyoruz. Buradaki dükkânlarda kafe olmasını hayal etmiştim ama kuyumcu çıktı. Önce buna şaşırdım daha sonra tarihçesini okuyunca anlam kazandı.
Köprüden sonra Pitti Sarayını görüyoruz. Yorgunlukla birlikte önündeki yokuş aşağı uzanan taşlara kendimizi bırakıyoruz. Saray da müze kısımlar ve büyük bir bahçesi var. Biz bahçe kısmına yöneliyoruz. Çimlerde dinlenip sakinliğin tadına varıyoruz. Saraydan çıktıktan sonra karnımızı pizza ile doyuruyoruz ve köprü, Ponte Vecchio üzerinde fotoğraflar çekiniyoruz. Gün batımı manzarası köprüden çok güzel izleniyor. Republica meydanından ve şık sokaklardan geçip hostele ulaşıyoruz.

2.gün

Pisa için trenimiz erken saatte ve kısa ve konforlu yolculuk süresinden sonra Pisa şehrine ulaşıyoruz. Yürümek yerine otobüs ile Pisa şehrinde gezip görebileceğiniz her şeyin bulunduğu bölgeye meydana ulaşıyoruz. Klasik İtalya gezilerinde çekilen Eğik Pisa kuleli fotoğraflar için bizde eğilip bükülüyoruz. Mucizeler Meydanında katedral, kule, vaftizhane gibi yerleri 2-3 saat içinde rahat bir tempoda gezip tren istasyonuna yürüyoruz ve bir saatte Floransa’ya varıyoruz.
Accademia sanat galerisine gidip dünya gözümüzle David heykelini görmek için sırada beklemeye başlıyoruz. Tam o sırada akordiyon çalan bir sokak müzisyeni kulaklarımızı mest ediyor. Davut heykeli gerçekten detaylarıyla muazzam ve çok etkileyici. Açıkçası bu müze bu heykelden ibaret diyebiliriz. Müzeden çıktıktan sonra meydana gelip otobüse biniyoruz. Piazza Del Michelangelo’ya manzara izlemeye gideceğiz. Bunun için tren istasyonun oradaki meydandan otobüse biniyoruz. Uzun bir yolculuktan sonra bence kısacık bir yolu fazlaca dolaştığımızı düşünüyorum ve tüm turistler gibi aynı yerde inip başlıyoruz fotoğraf çekinmeye. Gün batımına kadar tepede durup merdivenlerde kızlı-erkekli oturan insanlara katılıyoruz. İnsanlar sohbet ederken içkilerini içerken sokak sanatçıları da size arkada fon oluşturuyor. Müzede gördüğümüz heykelin bir kopyası da burada yer alıyor.

Ponte Vecchioya kadar nehir kenarından yürüyoruz. Akşam yemeği için bir yerler arasak da istediğimizi bulamıyoruz ve marketten aldığımız ürünlerle açlığımızı geçiştiriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder