14 Eylül 2015 Pazartesi

HELSİNKİ BEYAZ BİR ŞEHİR

Rusya gezimiz için biletleri aldığımızda bu sefer aklımın hep bir tarafında komşu ülkelere de gitme fikri dolanıp duruyordu. Finlandiya’nın başkenti ve en kalabalık şehri olan Helsinki’de bunlardan birisiydi. Sadece bir günümü Helsinki’de geçirmiş olmam elbette şehir ülke ve kültür hakkında nitelikli bilgiler edinmemi ve aktarmamı sağlamasa da özet olarak bilgi ve deneyimleri paylaşmak isterim.
Helsinki de bilindiği gibi dünyanın en yaşanılabilir şehirleri arasından gösteriliyor. Kısa sürede gözlemlediğim kadarıyla insanlar birbirlerine çok saygılı ve nazik davranıyorlar. Sokaklarda haritayla dolaşırken yanımıza yaklaşıp kayboldunuz mu, yardım edeyim mi diye yanaşıp yardımcı olmaya, diyalog kurmaya çalışıyorlar. Aynı şekilde bir kafede, restoranda da otururken size şehir hakkında bilgi verip yardımcı oluyorlar. İnsanların davranış güzellikleri kadar dış güzellikleri de dikkatimizi çekiyor. Kadınları güzel olduğu gibi erkekleri de bakımlı ve yakışıklı. Sokaklar da pırıl pırıl gibi sanki bir ev içi gibi temizliğine dikkat ediliyor.
Ayrıca şehrin çok da güvenli olduğunu düşünüyorum. Küçücük yaşta insanlar tek başlarına sokaklarda istedikleri saatlerde dolaşabiliyorlar. Evcil hayvan besleme alışkanlığı da yüksek galiba. Sokaklarda köpeklerini gezdiren çok fazla sayıda insan gördük.
            
           Ulaşım
Helsinki’ye Türkiye’den direkt uçuş bulunuyor. Rusya, St. Petersburg’dan 7-8 saat süren bir otobüs yolculuğu ile ulaşımın yanında tren ile dört saatte ulaşmak mümkün. Lux Express firması Baltık ülkelerinde otobüs firması olarak tercih edilebilir.[1]
Şehir içinde ulaşım ise tramvay ile sağlanabilir. Gezilecek yerler toplu bir alanda olduğundan ötürü yürüyerek ya da bisiklet ile kolaylıkla gezebilirsiniz.
Başka ülke ve şehirlere deniz yolculuğu da yapabilirsiniz. Limandan kalkan feribotlarla Talinn ve Stockholm şehirlerine de gidebilirsiniz. Tallinn için Linda Line[2] feribotlarını kullanabilirsiniz. Yolculuk iki saat kadar sürüyor. İnternetten bilet alabilirsiniz.

Hava Durumu
Biz Haziran ayının sonlarına doğru gitmemize rağmen gayet kapalı ve soğuk bir hava ile karşılaştık. Tişört üstü polar ve onun üstüne bir parça daha alarak şehri gezdik. Güneş biraz ısıtsa da bulutların arkasına saklandığı vakit denizden esen rüzgârlar içinizi üşütüyor.
Beyaz Geceleri bu şehirde de göreceksiniz. Yazın Haziran ayında hava neredeyse hiç kararmıyor sadece kısa bir an alacakaranlık oluyor. Saat 01.00’de bir bardan çıktığınızda havanın hala aydınlık olması tuhaf gelmekle birlikte unutulmayacak bir deneyim yaşatıyor.
Kışın gidenler de tahmin edebiliyorum ki çok güzel kar manzaralarıyla karşılaşacaklar. Donmuş göl ve deniz, karlar atlındaki ağaçlar ve bembeyaz bir şehir de mutlaka başka güzellikler sunuyordur.
Gezilecek Yerler
ESPLANADİ PARK
Seyahatimizi son dakikaya planladığımızdan ötürü kalacak yer bulmak da sorun yaşadık. Burada yardımımıza airbnb uygulaması koştu. Uygun bir fiyata ve lokasyonda güzel bir evde konakladık. Gezilecek yerlere de genel olarak yürüme mesafesiydi. Tüm haritaları, şehir hakkındaki bilgileri de ev sayesinde karşılamış olduk.
Şehirde birden fazla gün geçirecekseniz Helsinki kartı[3] çıkarmak avantajlı olabilir. Bazı restoranlarda indirim, toplu taşımada ücretsiz kullanım hakkı, müzelere giriş gibi avantajlar sağlıyor.
Kolaylık olması adına haritaya baktığınızda sokak isimlerinin sonu “-katu” ile parklarda puisto ile adlandırılıyor.
Helsinki, İstanbul’da yaşayan bir vatandaş için fazlaca sayılabilecek park alanı içeriyor. İnsanlar bu parklarda yürüyüş yapıyor, evcil hayvanlarını gezdiriyorlar, spor yapıyorlar, aileleri ve arkadaşlarıyla birlikte keyifli zaman geçiriyorlar. Tüm bu yeşil alanlar bir İstanbullu için gıpta ile karşılanıyor.
Suomenlinna Kalesi’ne mutlaka gidilmeli. Limanda kalkan feribot-motor gibi araçlarla adaya gidiliyor. Ada’da tarihi yerlerin yanında tertemiz Baltık denizden esen hava ile yemyeşil alanlarda yürüyüş ve spor yapabilirsiniz. Aile aktivitesi için çok uygun bir ada. Özellikle burayı çocuklu ailelerin tercih ettiğini gördüm. Çok başka bir havası var. Denize de girilebileceğini düşünüyorum.
Vanha Kauppahalli denilen üstü kapalı eski market pazarının içerisinde balık, şarküteri ürünlerinin, meyve ve sebzelerin alışverişini yapabileceğiniz, anında tadabileceğiniz güzel bir bölge. Ayrıca burada Türk dükkân sahipleri de var. Onlarla sohbet edebilirsiniz. Ben buradan kendime 6 Euro’ya döner sandviç aldım.
Market meydanı (Hakaniemi) bizim ülkemizde türüne sıkça rastlayabileceğimiz bir alan. Meyve, sebze, hediyelik eşya alabilirsiniz. Bir kutu çileği 4 Euro’ya aldık.
Temppeliauko Kilisesi (Kaya Kilisesi) ve Kamppi Chapel of Silence farklı mimarilerdeki kilise ve şapelin açık saatlerine yetişemediğimiz için dışarıdan görmekle yetindik.
Esplanadi Parkı şehrin en merkezi caddelerinde ince uzun bir şekilde uzanan çok güzel ve hareketli bir park. Etrafından pahalı kafeler, mağazalar da bulunuyor. Gençlerin buluşma noktası sayılabilir. Hava güzel olsaydı biz de çimlere yayılmak isterdik.
Uspenskin ve Luteran Katedralleri de görülmelidir. Uspenskin katedrali farklı mimarisi ve konumu itibariyle dikkat çekici. Luteran Katedrali de senato meydanında merdivenlerin üstünde konumlanıyor. Dışarıdan bakıldığında görkemli gözüküyor. İçerisinden ise gayet sönük, boş duvarları görüyorsunuz. İki katedrale de girişte ücret ödemiyorsunuz.
Müzeler ilginizi çekiyorsa modern sanat ve Finlandiya tarihine dair ziyaret edebileceğiniz fazlaca müze var.
Tren istasyonu da değişik mimarisiyle gözünüze çarpacaktır.
Stockmann adındaki alışveriş merkezini de turlayabilirsiniz.    
Para-Ekonomi
Helsinki’de biriktirdiğiniz Euro’ları cömertçe harcayabilirsiniz. 7 Euro’ya bir big mac hamburger endeksinden fiyatları karşılaştırabilirsiniz. Pahalı bir şehir. Biralar küçükler 5 büyükler 7 Eurodan başlıyor. Restoranlarda yemeklerin başlangıç fiyatı 25-30 Euro  
İçki fiyatları o kadar pahalı ki Finliler bile yakın ülkelere, Talinn’e gidip içki alış verişlerini yapıyorlar.
İçme suyuna para vermeye gerek yok. Musluklardan rahatlıkla içebilirsiniz. Ev sahibine sorduğumda Avrupa'nın en temiz sularının kendilerine ait olduğunu övünerek söyledi.

Nerelerde Yedik
Helsinki çok pahalı bir şehir olduğundan ötürü ve Fin mutfağına da mesafeli yaklaştığımızdan iki öğünümüzü Fast-Food şeklinde geçiştirdik. Pazardan aldığımız çilek ve market meydanından aldığımız döner ekmek ile karnımızı doyurmaya çalıştık.
Gece hayatında ise hareketli noktalar var. İso roobertinkatu caddesinde birbirine yakın üç farklı mekân denedik. İkisinin isimleri Black Door, Bar Llamas diye aklımda kalmış. Genel olarak barlarda müzikler kısık ve rahatça sohbet edebileceğiniz tarzda şık dizayn edilmiş mekânlardı.
Son olarak Helsinki’de sadece bir gün geçirmiş olmamdan ötürü tam anlamıyla şehri benimsemediğimi ve bir kez daha gitmenin hem kış ve hem yaz (Ağustos) benim için faydalı olacağını ve bunu da gerçekten istediğimi düşünüyorum. Umarım yolum bir kez daha bu şehre düşer.
 
SENATO MEYDANI VE LUTERAN KİLİSESİ










[1] http://www.luxexpress.eu/en
[2] http://www.lindaline.fi/en/
[3] http://www.helsinkicard.com/whats-included/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder